İçeriğe geç

Karnede 2 ne demek ?

Karnede 2 Ne Demek? Başarısızlığın Gerçek Yüzüyle Yüzleşme Zamanı

Şunu baştan söyleyeyim: Karnede “2” sadece bir rakam değildir. O, sistemin öğrenciyi nasıl gördüğünün, eğitimin hangi noktada tıkandığının ve toplumun başarıya bakış açısının acı bir özeti. Evet, kulağa sert geliyor olabilir ama gerçek bu kadar basit ve bu kadar rahatsız edici. “2”nin bir nottan fazlası olduğunu kabullenmeden eğitimdeki çarpıklığı tartışamayız.

Bir Nottan Fazlası: ‘2’ Gerçekten Başarısızlık mı?

Karnede 2 gördüğümüzde ilk refleksimiz bellidir: “Başaramadın.” Ama kim belirliyor bu başarının ölçüsünü? Bir öğrencinin zekâsını, potansiyelini, merakını ve öğrenme isteğini tek bir rakamla özetlemek ne kadar adil? Daha önemlisi: Bu ‘2’, gerçekten öğrencinin yetersizliğini mi gösteriyor yoksa eğitim sisteminin eksikliğini mi?

Bir çocuğun derste ilgisiz olmasının arkasında onlarca neden olabilir: Öğretim yönteminin yetersizliği, müfredatın ilgisini çekmemesi, öğrenme stilinin göz ardı edilmesi… Ama bunların hiçbiri karnedeki rakama yansıtılmaz. “2” yazılır ve dosya kapanır. Öğrencinin iç dünyasında ise özgüven kaybı, değersizlik hissi ve başarısızlık korkusu filizlenir.

‘2’ Etiketi: Sistemin Kolay Yargısı

“2”nin en büyük sorunu, bir etiket haline gelmesidir. Sanki o rakam bir not değil de bir kimlik gibi yapışır öğrenciye. Ailesi, öğretmenleri ve arkadaşları artık ona “başaramayan” olarak bakar. Peki bu damga adil midir? Hayır. Çünkü çoğu zaman bu not öğrencinin gerçek kapasitesini değil, sistemin tekdüzeliğini temsil eder.

Türkiye’de eğitim hâlâ ezbere dayalı, sınav merkezli ve tek tip bir öğrenci profiline göre şekillendiriliyor. Yaratıcı, eleştirel düşünen, farklı alanlara ilgi duyan çocuklar bu dar çerçevede sıkışıp kalıyor. Sonuç? 2. Sadece o ders için değil, sistemin bütünsel başarısızlığının sembolü.

Başarı Tanımını Sorgulamak: 2 Alan Öğrenci Gerçekten Başarısız mı?

Kendimize dürüst olalım: Hayatta en başarılı insanlar her zaman okulda en yüksek notları alanlar mıydı? Elbette hayır. Çünkü hayatın başarısı, kâğıttaki sayılardan çok daha fazlasına dayanır. Merak, azim, yaratıcılık, iletişim becerileri… Bunların hiçbiri bir sınavda ölçülemez ama bir çocuğun geleceğini belirler.

O halde şu soruyu sormamız gerekmez mi? “2 alan bir öğrenci gerçekten başarısız mı, yoksa biz onu yanlış ölçütlerle mi değerlendiriyoruz?” Belki de o öğrenci o derse değil, başka bir alana yatkın. Belki farklı bir yöntemle anlatılsa konuyu çok daha iyi anlayacak. Belki de tek sorun, sistemin onun gibi düşünenlere yer bırakmaması.

Eleştirinin Ötesi: Eğitimde Paradigma Değişimi Şart

Karnede “2” yazmak kolaydır. Zor olan, bu notun neden yazıldığını anlamaktır. Eğitimde gerçek ilerleme, öğrenciyi bir not ortalamasına indirgemekten vazgeçtiğimizde başlayacak. Değerlendirme yöntemlerini çeşitlendirmedikçe, öğrencilerin farklı öğrenme biçimlerini tanımadıkça ve onlara alternatif yollar sunmadıkça “2” hep başarısızlığın simgesi olarak kalacak.

Belki de karnedeki 2, aslında sistemin kendisine verilmiş bir nottur: “Yetersiz.” Çünkü çocuklara düşünmeyi değil ezberi, sorgulamayı değil itaati, öğrenmeyi değil yarışmayı öğreten bir sistemden daha yüksek bir not beklemek hayalcilik olur.

Son Söz: ‘2’yi Kırmızı Kalemle Değil, Yeni Bir Bakışla Düzeltelim

Karnede 2, bir son değil bir uyarıdır. “Burada bir şeyler yanlış gidiyor” diyen bir işarettir. Öğrenciyi suçlamak yerine sistemi sorgulamak, notu değil çocuğu anlamak gerekir. Çünkü mesele, bir rakamın ne anlama geldiği değil, o rakamın ardındaki potansiyeli görmeyi öğrenmektir.

Şimdi size soruyorum: Gerçekten başarısız olan kim? 2 alan çocuk mu, yoksa ona sadece sayılarla değer biçen bizler mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betci girişsplash